26 Mayıs 2009 Salı

Apak Hoca Türbesi


...Hocalardan geriye şaibeli bir nam ve Kaşgar’da (halkın ve özellikle çocuk isteyen kadınların ziyaret ettikleri) Apak Hoca türbesi kalmıştır. Aslında Apak Hoca’nın babası için inşa edilmiş olan bu kabirgâha sonra hoca ailesinden 72 kişi defnedilmiştir ki, bunların içinden İparhan adlı genç kadının acıklı yaşam öyküsü farklı efsanelere konu olmuştur...


...
Yerli halk arasında kutsal bir mekân olarak görülen Apak Hoca türbesi, geniş bir alan üzerine kurulmuş bir külliyedir. Sanıyorum türbe sadece Kaşgar ve civarında değil, aynı zamanda ülkenin güney bölgelerinde bilinen ve ziyaret edilen bir mekândır; (örneğin) biz orada iken bir grup Hotanlı ziyaretçi ile karşılaşmıştık. Külliyenin en sağlam görünen kısmı, heybetli giriş kapısı ve dış cephesi yeşil ve gök mavisi çinilerle süslenmiş olan türbe binasıdır.
...


s. 415-417, Cemaatlar ve Tarikatlar

Kaşgarlı Mahmut'un Türbesi

Satuk Buğra Han'ın Türbesi



...
Karahanlı devletinin İslamiyeti kabul eden hakanı Satuk Buğra Han’ın eski başkent Kaşgar’a 40 kilometre mesafedeki Artuç kasabasına bağlı Suntağ köyünde yeniden inşa edilen türbesindeki kitabede de, İslamiyet’in halk arasında pek öyle kolay kabul görmediğine işaret eden bilgiler var.
...

s. 278, Çizginin Başlangıcı Nokta

Radikal Kitap-08 Mayıs 2009



http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalEklerDetay&ArticleID=934723&Date=08.05.2009&CategoryID=40

Yusuf Has Hacib'in Türbesi

Mayci Dağ Tapınağı

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Çangan Büyük Camii Minaresi


...
Büyük Cami, Tang Hanedanlığı döneminde (742) inşa edilmiş, sonra sürekli onarılmış ve genişletilmiş. Bugünkü binaların çoğunluğu 14. yüzyıldan kalma. On iki bin metrekarelik bir alanı kapsayan cami kompleksi dışarıdan bakıldığında etrafı duvarlarla çevrili bir parkı andırıyor. Binalara ve bahçe düzenine tamamen Çin mimarisi hâkim; lakin havası “Çinli” değil. Cami, minare, medrese, toplantı salonu ve misafirhane birbirinden bağımsız bölümler halinde bahçedeki ağaçların altına serpiştirilmiş. Bonsaylarla süslü minyatür park oldukça güzel. Kuruluş döneminden kalma ve üzerine Arap ve Çin harfleriyle dualar ve ayetler yazılmış olan koca taş sütunlar bahçeye ayrı bir hava veriyor. Caminin bahçesi bu yönüyle daha çok bir açık hava müzesini anımsatıyor! Bahçenin muhtelif yerlerine aslında İslamiyetle alakası olmayan koca taş sütunlar ve taş figürler de yerleştirilmiş. Cami binasının biraz ilerisindeki minarenin duvarları Çin ve Budist motiflerle süslenmiş. Uyumlu, çokkültürlü ve her yönüyle bir bütünlük arzeden çok güzel!
...

s. 14, Törüngey

Turfan Emin Hoca Camii



...
Emin Hoca Minaresi, Turfan’ın en tanınmış tarihi eseri, daha doğrusu sembolüdür. Şehrin hükümdarı Emin Hoca döneminde 1777 yılında yapımına başlanan camii ve minarenin inşaatı, Emin Hoca’nın ölümünden sonra oğlu Süleyman Hoca döneminde 1778 yılında tamamlanmıştır. Bir iddiaya göre, Mançu Hanedanlığı Emin Hoca’nın “Çin’in birliğine hizmetleri”nden dolayı bu caminin yapımına maddî destek sağlamıştır.
...
Emin Hoca Minaresi 44 metre yüksekliğinde ve 10 metre çapındadır. Bu haliyle Doğu Türkistan’ın en yüksek ve en iyi muhafaza edilmiş tarihi minaresidir. Huni şeklinde yukarı gittikçe inceliyor. Uzaktan parıldayan toprak sarısı dış cephesi geleneksel Uygur Türk motifleriyle süslenmiştir. Tepeye kadar 14 penceresi vardır. İnşaat tekniği bakımdan minarenin ilginç olan tarafı, minarenin yapımında inşaat malzemesi olarak hiç ağaç kullanılmamış olmasıdır. Minarenin en üst kısmına kadar çıkan 72 basamaklı döner merdiven bile (ağaç kullanılmadan) sadece tuğladan yapılmış; ki bu aynı zamanda minareyi ayakta tutan ana kolon görevini yapmaktadır. Minarenin temeli ise tam bir şaheserdir. Minare yapıldığı dönemde bugün bildiğimiz manada çimento veya çelik yoktu. Temelin sağlam olması ve uzun süre ayakta kalması için ilginç bir karışım geliştirilmiş. Bu karışımın yüzde 80’ı toprak, geriye kalan %20’si yumurta, bal ve ıslandığında birbirine yapışan bir çeşit pirinçten oluşmaktadır.
...

s. 193, “Prens Su’nun Kulesi”

13 Nisan 2009 Pazartesi

Kitabın İçindekiler

I - Başlangıç Noktası

Törüngey
Türklerin Çangan Macerası
Çin Mozayiği
Mahallî Kültürler
Toprak Savaşçılar
Proto-türk Çular
Hikâye Başlıyor
Çangan Manzaraları

II - Hunlar ve Çinler

Çangan’da Türk Tapınağı
Çular’dan Sakalar‘a
Kuzey Güzergâhı Türkleşiyor
Tanrıkut’un Mektubu
Heqin Politikası
Çin’in Batı’yla İlk Teması
Hunlar Üzerine
To-ban’dan Mo-tun’a
Tanrıkut
Hunlar’ın Çin Politikası
Çin’in Hun Politikası
Çöküntü

III - Şaman

Törüngey’i Beklerken
Dikili Taş Ormanı
Ruhlar Âlemine Yolculuk mu?
Şamanlık Üzerine
Dinlerin Sentezi



IV - Budizm Doğu Yolunda

Taspar Kağan’ın Buda Aşkı
Budizmin Uzun Yürüyüşü
İki Filozof
Klasik Bir Yanlış
Kağan Bulak Yaylası
Mavi Kıl Çadır
Yorgun Savaşçı ve Şair
Büyük Tapınak
Budizmin Uluslarca İdraki
Casus Hacılar

V - Yabancı Egemenlikler

Çin Manzaraları
Çin’in Sırrı
Göçebe Egemenliği
Ne Yapmalı?
“Gezgin Göl”
Atom Testleri
“Lop’un Kaplanları...”

VI - Devrimin Unutulan Çocukları

Yip’in Tarlasından
“Çağ Atlama Felaketi”
Parti Mafyası
Kaybolan Atın Öyküsü
Kültür Farkı
Salar Türkmenleri
Hun Mengsün
Avarlar, Kök Türkler
Çözülme ve Yeni Oluşumlar
“Duvar”ın Bittiği Yer
Duvar Sendromu

VII - El’imiz Eller Elinde

Yolların Ayrıldığı Nokta
Mançular’ın Çin’i
Türk ve Tüngen İsyanları
Tarihi Eser Avcıları İpek Yolu’nda
Kumul
Eski Günlerden
“Great Game” Yılları...
Törüngey’in Yaşamından I
Doğu Türkistan “senge nem boldi?”
Geçmiş Özlemi
“Toyda kız köçürgende eyitgan nakşa...”

VIII - Efsane

“Garipler Şehri” Turfan
Eski Günlerden
Tuyuk
Kurt Ana Efsanesi
“Prens Su’nun Kulesi”
Defin Töreni
Bir Aşk Hikâyesi

IX - Bir Medeniyetten Geri Kalanlar

Kurt Başlı Adamın Kehaneti
Çin İçin Savaşan Asenalar
Yaratıcılık Ruhu
Bozkırda Uygur Dönemi
Orhun’dan Koço’ya
Koço Halkı
Koço Kültürü
Turfan El Yazmaları
Eski Türkçe Metinlerden
El Yazmalarından Örnekler

X - Bir Ermişin Ayak İzleri

İltutmuş
Hallaç Doğu Türkistan’da
Doğu Türklerinin İslam Anlayışı
Halifenin Türk Askerleri
Hazarlar
Hazarların Dini
Hazar Kağan’ın Mektubu
İslamın Çıkmazı

XI - “Kutadmış Kutlu Toprağ”
Abidcan Ebulkasım
“Hen Seli”
Çizginin Başlangıcı Nokta...
Tapınaklar Şehri
Koço’da Yaşam
“Kutadmış. Kutadmış.”

XII - Hen Çin Devri

Sömürü Üssü Urumçu
Yorgun Savaşçılar
Yapay Komedi Muhtariyet
Nüfussal Soykırım

XIII - Doğu Türkistan Halkları

Asimilasyon
Savaşla Gelen Zenginlik
Çinli Aileler
Tükenen Bozkır Enerjisi
“Henzu”
Dünyanın En Büyük Çalışma Kampı
Dünyadaki 4. Büyük Türk Nüfusu

XIV - İli

Bağımsızlık Özlemi
Rus Oyunu
Törüngey’in Yaşamından II
Sonsuz Direniş
“Gulca Katliamı”

XV - Bingtüen

Sömürü Sisteminin Kalbi
Parti-Ordu-Derin Devlet
Laogai
Peylo Kampından Gelen Mektup
“Islah Olanlar” ve Kobaylar


XVI - Budalar Ülkesi

Kızıl Bin Buda Evi
“Barbarlar”dan Kalanlar
Bugünkü Kuçar

XVII - Ekolojik Çöküş

Tarım Havzası
Su Sorunu
Su Çatışmaları
Çölleşen Topraklar
Doğanın Tepkisi


XVIII - “Çifte Kılıç Kına Sığmaz”

Kaşgar
İki Bilge Adam
Cemaatler ve Tarikatlar...
Kaşgar Pazarı’ndan
Metalin Büyüsü
Hotan

XIX - Çin’i Anlamak

“Great Game - New Version”
Sunzi’den Deng’e
Çelişkiler Ülkesi
İki Yüzlü Tablo
Azınlıklar Sorunu

XX - Çin’in Rüyası - ABD’nin Çıkmazı

Olası Bir Çatışma
ABD-Çin Ticarî İlişkileri
Çin’in Orta Asya Politikası
ABD’nin Orta Asya Politikası
Buda ve Üstad Kong
Yeni Bir “Oyuncu”

Dizin
Kaynaklar

9 Nisan 2009 Perşembe

İpek Yolu -1 Çin-Doğu Türkistan


Yazan: G. Ahmetcan Asena
ISBN 978-9944-396-54-7
16 x 23,5 cm.

Bu kitabı yazma fikri, bir Çin gezisi esnasında oluştu. Aslında bir kültür gezisiydi bu; fakat bir yerde yaşlı Törüngey ile tanıştım ve onun büyüsüne kapıldım... Başta kendimize, sonra bütün dünyaya Batı’nın gözüyle bakmaya alıştığımız için, zamanla Asya’nın zenginliği ve derinliği karşısında mahçup oldum. Aklımın Batı’da, gönlümün Doğu’da olduğunu anladım.
Sırtımızı döndüğümüz Doğu topraklarında kalan köklerimiz, izlerimiz ve anılarımız, sandığımızdan daha güçlü ve çok yönlüdür. Atalarımızın yüksek yaratıcılık ruhu, sentez ve uyum kabiliyetine işaret eden örnekler karşısında hüzünle gururu bir arada yaşadım; kendimi manen daha güçlü hissettim ve geleceğe daha iyimser bakmayı öğrendim.
...
Zamanım oldukça bir tarafta İpek Yolu’nun çeşitli güzergâhlarını geziyor, diğer tarafta kitabım için bilgi topluyordum. Araştırmalarım derinleştikçe, konuyla ilgili Doğu ve özellikle Batılı yabancı kaynakların zenginliği karşısında şaşırdım.
...
İpek, bu yollara adını veren zarif bir semboldür; gizemli bir zenginliğin, akıllara durgunluk veren bir oluşumun ve gücün sembolüdür. Bu yollar, tıpkı ipek böceğinin maruz kaldığı acılı değişim süreci gibi, dramatik ama heyecanlı bir değişimin sembolüdür. Bu yollardan kimler geldi, kimler geçti? Kim yarı yolda kaldı, kim hedefine vardı? Kim bilir, yolculuğu Baykal kıyılarında başlayıp, Fransa Alpleri’nde son bulan Hunlu, bu uzun yolculuğu esnasında kaç kıyafet, kaç din ve kaç dil değiştirdi?
...
İpek Yolu başlığıyla yayımlanacak olan serinin bu ilk kitabında Çin-Doğu Türkistan’ı ele alıyorum. Serinin ikinci kitabı ise Batı Türkistan ve Kafkasya üzerine olacak.

Gelin, beraber gizemli bir yolculuğa çıkalım...


G. Ahmetcan Asena